"Deniz görmemiş Angaralı " olarak Vodafone İstanbul Maratonu öncesi azıcık iyot kokusu çekeyim, tuzlu su kenarında koşmaya alışayım diye İstabulu Koşuyorum-Bakırköy etabına kayıt yaptırdım.
Ataköy sahilindeki parkur güzel ve kolaydı. 400-500m lik hafif bir tırmanma ve akabindeki iniş dışında hemen hemen dümdüzdü. Organizasyon ufacık bir sorun harici tek kelimeyle mükemmeldi. O ufacık sorun da 7.km deki son su noktasında su kalmamasıydı ki ben 940 larda bitirdim yarışı ve arkamda yaklaşık 500 kişi daha vardı. Hadi su hesabı yanlış olabillir anlarım da bittiğinde finişe haber verilip takviye su getirilme olanağı araştırılmalıydı. Oysa bunu denememişler dahi zira finişte bunu söylediğimde oradakilerin su kalmadığından haberleri olmadığını gördüm!
Umarım bu konuyu uluslararası bir yarış olan Vodafone da çözmüş olurlar. Onun dışında gerek yiyecek-içecek, gerek emanet eşya, gerek sponsor standları, dağıtılan kitler, portatip tuvalet ve soyunma kabinleri harikaydı.
Organizatörlere buradan çok teşekkür ederim. Seneye umarım tüm etaplara katılabilirim, planıma aldım.
Yarış içinde şunu söyleyeyim her ne kadar 49 yıllık hayatının toplam 32 yılını deniz kenarında İstanbulda, Girnede, hatta rutubetin zirve yaptığı Londra ve Cardiff te yaşasamda son 6-7 senedir bozkırın ortasında yaşayıp kuru havada koşan bir “Angaralı” olarak rutubetin insanı nasıl etkilediğine birkere daha şahit oldum. Ankarada haftada 3 kere 12-15km yi çok rahat koşup bazen üzerine fitness e bile gidebilirken İstanbul da daha 7.km de sırtımda birisi oturuyormuş gibi hissetmeye, son km de ise o kişinin yanına eşinide aldığını düşünmeye başlıyorum. Seneye daha fazla haftasonunu İstanbul da geçirirsem sanırım bünyemi rutubete daha çok alıştırabilirim.
Herkese iyi koşular.
A. Sinan TÜZÜN
Not: 40. İstanbul Vodafone Maratonunda LÖSEV gönüllüsü olarak koşacağım. Lösemi hastası minikler için ufacık bile olsa “benimde bir katkım olsun” derseniz Kampanya linki alttadır. Teşekkürler.