Geçtiğimiz Pazar günü 35. Geyik koşularında ilk trail yarışımı koştum. İnanılmaz keyif aldım. İlk tarihi 8 Ekim’di. Maratona hazırlanırken bir uzunumu da burada yaparım diye kayıt olmuştum aslında ama kısmet bu güneymiş.
Günlerdir yağan yağmur, fırtınalarda dökülen yapraklar, kırılan dallar, devrilen ağaçlar parkuru iyice zorlaştırmış. Bir kaç yerde akan suların, çukurların üzerinden atlamak gerekiyordu (bu atlayışları çok dikkatli yapmak gerekirmiş, fazla yükseğe çıktıktan sonra 1-2 sert iniş yüzünden 20k’dan sonra IT bant ağrımaya başladı). Devrik ağaçlardan da artistik atlayışlarla geçerken 2 kez düştüm (birinde yere indiğimde ayağım kaydı birinde devrik ağacın etrafındaki ince dalları görmedim ayağım takıldı)
Yükseklik grafikleri de hiç kağıt üzerinde göründüğü gibi değilmiş. 800m bana basit gelmişti ancak parkurun bazı noktalarında koşmak ya da yürümeyi geçtim ayakta durmak bile zordu. Ağaçların gövdelerine, köklerine, dallarına neye bulursam tutunarak aşabildim bazı noktaları. 1. turdan sonra 14çülerin de parkura girmesiyle zemin iyice yumuşadı. Çamur sörfü yaptık resmen.
Daha önce hiç tecrübe etmedim ama 2 adet batonum olsaydı sanki inişlerde daha cesaretli olur, yokuşları da kollarımdaki güçle beraber daha az yorularak daha hızlı çıkabilirdim. Bu belki de hiç düşüremediğim nabız konusunda da yardımcı olurdu. 164 ortalamayla bitirdim çoğu yerde anaerobik eşiği de geçtiğim oldu. (bu tarz yarışlarda böyle olması normal mi acaba?)
7.km’deki cp’de bardaklarda su vardı (hava çok soğuktu buradaki sular da soğuktu bu yüzden 1-2 yudumdan fazlasını içemedim) ve başlangıç noktasında yani 14. km’de kraker gibi bişeyler vardı, burada bardak olmadığı için ve mataram olmadığı için su içemedim. Böylece 7-21k arasında su tüketemedim.
Ben 3 saat civarı bitiririm diye düşünüyordum, 3:15:30’da bitirebildim. ilk 14’ü 6:33, 2. 14’ü 7:14’le koşmuşum. Mr. Kramp da sağolsun 3. saatten sonra yine ziyarete geldi. Bu sefer ilk uyarıdan sonra hemen yavaşladım. Maraton’da son 100 metrede yere yapıştığımda gelen tekerlekli sandalye oraya hemen gelmezdi tahminimce. Onun rahatlığına da alışmamak gerek. (Sanırım uzunlarda şu tuz tabletlerini kullanmaya başlasam iyi olacak.)
Bitişteki ikramlar harikaydı. Kaç dilim portakal yedim hatırlamıyorum. Yengeçli, somonlu, ton balıklı ikram da muhteşemdi.
28k’da katılım beklediğimden azdı ama gördüğüm kadarıyla çoğu patikada tecrübeli koşuculardı. 66 kişi başlamış 59 kişi bitirmişiz. Sonuçların linkini paylaşıyorum:
https://racetecresults.com/results.aspx?CId=16389&RId=266
Bir daha gider miyim kesinlikle giderim. Kuru zeminde ve mümkünse farklı mevsimde hızlı 14 denemeyi çok isterim. Ve patika koşusunu en az yol koşusu kadar sevdim diyebilirim.
Düşüncelerim bunlar sizle de paylaşmak istedim.