Egzersiz Yapma ve Oruç Tutmanın Alzheimer,ALS,Parkinson Hastalıkları Üzerine Etkisi

Egzersiz ve Orucun hücresel temizlik mekanizmalarını çalıştırması üzerine bilimsel bir makale, ilginç buldum ve siz koşu severlerle paylaşmak istedim.
https://www.gercekbilim.com/oruc-ve-egzersiz-alzheimer-parkinson/

4 Beğeni

yalnız makalenin orjinaline bakarsanız burda oruç diye çevrilen bizim ramazan orucu değil açlık diyeti farkı ise sıvı kısıtlaması kesinlikle yok .

4 Beğeni

Öncelikle işin egzersiz boyutu için paylaştığımı ama yazıya saygısızlık etmemek için başlığı tamamen aldığımı belirtmek isterim. :slight_smile:

Ama kaynak gösterilen yazıda " fasting " olarak geçen kelime kaynakta da açıklanmamış yani sıvı alımı için buradan da bir şey öğrenemiyoruz. Eğer " fasting" üzerinden yürüyeceksek bunun çoğu yabancı sitede " without food or/and drink" olarak geçtiği de görülmekte yani ramazanda tutulan orucunda dahil olduğunu anlıyoruz sanırım :slight_smile:

1 Beğeni

demişsiniz ama yazının başlığında “egzersiz ve oruç tutmanın” demiyor, sadece “oruç ve egzersiz” demiş. Hatta yazıda hiç “tutma” kelimesi geçmiyor. Çünkü “oruç tutmak” bir ibadet türü. Oysa farklı gerekçelerle aç kalındığında eyleme “oruç” ya da “açlık” diyoruz. Sanırım @muselmaci bunu demek istedi.

Farkındayım "political correctness"a doğru gidiyor konu ama ufak bir katkıda bulunmak istedim.

6 Beğeni

Öncelikle konu üzerine fikirler belirtmenin benim için çok keyifli olduğunu belirteyim yani bu cevaplaşmalardan keyif alıyorum umarım sizin içinde öyledir. :slight_smile:

Saygısızlık etmek istemediğim kısım için çeviri yazıyı kastetmiyordum aslında, ana yazıdan bahsediyordum. Orada geçen “fasting” ise yine İngilizce sözlüklerde “abstain from all or some kinds of food or drink, especially as a religious observance” olarak açıklanmış. Ayrıca “fasting” İngilizcede verb yani fiildir. İngilizce kısmı burada dursun :slight_smile:

Türkçe için ise “Oruç” TDK internet sitesinde şu şekilde açıklanmış. " Tanrı’ya ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre veya biçimlerde kendini alıkoyma." Ama burada şöyle bir mesele var Türkçede “Oruç” kelimesi Farsça kökenli bir isim yani tek başına bir fiil ifade etmiyor. Buradan hareketle İngilizce için zaten fiil olan “fasting” çevirisi için “Oruç” kelimesi tam karşılığını bulmuyor. Bunun için tutma isim-fiili de ekleniyor. İsim fiiller yüklem görevide yüklenirler.

Son özet olarak zaten “Oruç” hem İngilizce hem Türkçede kelime anlamı olarak dinsel ifadeler içerirken, Türkçede eylem belirtmesi için tutma isim fiilinin getirilmesi gerekiyor. Tıpkı egzersizin sonuna yapma getirmemiz gerektiği gibi. Bu yüzden kültürel bir ifade içerdiğini düşünmüyorum. :slight_smile:

4 Beğeni

İbrahim selam, ‘fasting’ cümledeki kullanımına göre hem isim hem fiil olabilen onlarca İngilizce kelimeden biri bu arada :slight_smile: Son 4,5 yıldır günde 1, bazen 2 öğün yiyerek çok mutlu olduğumu da belirtmek isterim. Yıllarca karbonhidrat ve 3 öğünle hamallık yaptığımın geç de olsa farkına vardım.

7 Beğeni

2 öğün sağlıktır, 3 öğün hastalıktır sözünü takip etmeye gayret ederek; antremansız günlerde 1 öğün, diğer günlerde ise 1,5 veya 2 öğün yiyorum…

"Farklı gerekçelerle aç kalındığı durumlar"a “oruç” denilmesine karşı görüş belirtmek isterim: Fikrimce “açlık” kelimesi “farklı gerekçelerle aç kalındığı durumları” yeterli bir şekilde açıklayabilir. Hatta istenirse “aralıklı açlık”, “fasılalı açlık” kelimeleri de “farklı gerekçelerle aç kalındığı durumları” açıklamakta kullanılabilir. Fakat “oruç” kelimesi kullanıldığı zaman; artık sadece kişinin aç&susuz kalması değil, ek olarak dilin oruç tutması, gözlerin oruç tutması, kalbin oruç tutması, tüm vücudun oruç tutması vb. içerik de olaya dahil oluyor ( yada daha doğrusu dahil olmaya çalışıyor :slight_smile: ). Ek olarak “oruç” kavramında kesin olarak belirlenmiş zaman aralıkları mevcutken, isteyen kişi istediği zaman aralığı boyunca “açlık” durumunu yaşayabilir. Sonuç olarak “oruç” kelimesi, “açlık” kelimesiyle karşılanamayacak anlamlar da içeriyor. Bu yüzden “açlık” ve “oruç” kelimelerinin kullanımına kendimce dikkat etmeye çalışıyorum.

Yanlış bilme ihtimalimi de saklı tutarak; İngilizce’deki fast/fasting kelimesi, Türkçe’deki hem açlık hem de oruç kelimelerini karşılıyor diye biliyorum. Çevirilerde fast/fasting kelimesine bazen “açlık”, bazen de “oruç” olarak anlam veriliyor ki bu durum doğrudan çevirilerde sorun olabiliyor. Bu sorunun kök nedeni olarak; İngilizce konuşan toplumlarda “açlık” kavramının bilinmesi fakat “oruç” kavramının yaygın olarak bilinmemesi, toplumumuzda ise hem “açlık” hem de “oruç” kavramlarının yaygın olarak bilinmesi gösterilebilir. Bu sorunu çözmek için ise kaynağın aslına giderek kastedilen anlamı sorgulamak bir seçenek olabilir. Konu başlığında paylaşılan makalenin aslına (https://www.pnas.org/content/116/10/4228) dayanarak; “fast” kelimesinden “oruç” kavramının değil de “açlık” kavramının kastedildiği öngörüyorum. “Oruç” kavramının kastedildiği araştırmalar için ise (yine İngilizce’deki fast/fasting kelimesinin kullanıldığına dikkat çekmek isterim) bu bağlantı bir başlangıç noktası olabilir: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/?term=ramadan+fasting

Herkese iyi "açlık"lar ve/veya iyi "oruç"lar
ve de iyi antremanlar tabii ki :slight_smile:

5 Beğeni

Güncelleme:“Beyinde meydana gelen iltihaplanma azaltılarak ilk kez ‘demans’ yani bunama hastalığı geriletildi. İlk denemeleri fareler üzerinde yapılan ve beyindeki iltihaplanmayı azaltan tedavi yöntemi beynin yaşlanmasını anlamlı oranda yavaşlattı. Bugüne kadar bilim dünyası bunamayı tedavi etmek için Alzheimer hastalığında beyinde plak oluşumunu hedef alıyordu. Ancak bu araştırma ile asıl problemin “beyinde iltihaplanma” olabileceği ortaya çıktı”.Kaynak:https://m.haberturk.com/beyin-iltihaplanmasini-onlemek-bunamayi-ve-alzheimeri-da-onleyebilir-haberler-2556812
Not: Bağlantıda beslenme konusuna da değinilmiş.Egzersiz ve açlık/oruç kısmında olmasa da yazıdaki alzheimer hastalığı ile ilgili haberi paylaşmak istedim.

3 Beğeni