Şu iki koşu arasında tam tamına 15 gün ve bir halı saha maçı vardır!
Evet arkadaşlar. Üniversite yıllarımda aktif olarak koştuğum dönemde haftada 2 halı saha maçı çıkaran bir futbolsever olarak sol diz kapaktaki bağları nasıl becerdiysem koparmayı başarmış, yaşım itibariyle doktor tavsiyesi ile sadece güçlendirme egzersizleri yaparak ameliyat seçeneğini devre dışı bırakmıştım.
Aradan geçen onca zaman sonra ben artık tek nefeste 20-21 kilometreleri ilerleyen yaşım ve aldığım kilolara rağmen çıkartabilince hemen şımardım ve 20 kilometre koşan, halı sahada da idare eder diyerek arkadaşların “koşan adam lazım” çağrısına kulak vermiş bulundum.
Tam bir hafta şiş bir diz ile dönüş aldım. Meğerse onca yıl sonra bile onca kilometre sonra bile hemen oracıkta bekliyormuş beni. Ne bisiklet ne koşu antremanları o topa vurma hareketine eş değer değilmiş bir kez daha anlamış oldum.
Eşime bu şekilde anlattığımda her seferinde böyle diyorsun. Unutmaman için bari dövme yaptır fikri bile oldukça cazip geldi ki geçen süre içinde 3 yada 4üncü maçım oldu ve hep aynı şiş diz ile biten maceraya sahibim.
Bu iki haftalık süreçte psikolojik olarak koşamıyor olmanın verdiği rahatsızlık, huzursuzluk evde ki ilişkilere de yansıdı.
Neyse ki bugün sadece kulaklığımda ki müzik ile dizimde ki bağların ne dediğini dinleyerek geri koşuya dönüş yapmış oldum.
Benden küçüklere abi tavsiyesidir, koşmak bu kadar güzel bir şey iken sizi koşmaktan ayrı koyacak kıytırık halı saha maçlarından uzak durun. Yoksa sonunuz dövmeci arayışı ile bitebilir!