"Bir daha asla gitmem" dediğiniz yarışlar

“Bir daha asla gitmem” dediğniz yarış veya yarışlar var mı? Varsa hangileri ve nedenlerini paylaşır mısınız?

Bugün , yarınki Tarsus Maratonu için göğüs numaramı almaya gittim.Yarış öncesi çanta bırakabilecek miyiz?" diye sordum.Çok alakasız , amatörce cevaplar aldım.Sanırım bu sene son kez koşarım.Yılardır düzenlenen sözde uluslararası bir organizasyonda en temel şeylerden bile yoksunuz…

Kanımca yapıcı eleştirilerde bulunduğunuz her organizasyon bir sonraki yıl muhtemelen daha iyi olacaktır.

Bu durumda bir daha asla gitmem deyeceğim bir yarış düşünemiyorum.

Bu sene düzenlenen Aydos Patika Serisi vardı, ilk ayağına katıldığım. 3 ayaklı yarış için her bir ayakta koşu ve bisiklet olmak üzere kombine olarak kayıt olmuştum. İlk ayakta saatle gereksiz oynamalar yüzünden bisiklet yarışına dahil olamadım. Tamamen organizasyonun hatasıydı. Hevesim kaçtı ve diğer ayaklara katılamayacağımı bildirip para iadesi istedim. Biraz kesik atarak paramı geri verdiler.
Seneye bu yarışa tekrar dahil olabilirim.

Yurt dışında bir yarışa ikinci kez katılıyorsan eğer, yazgı marifetinden öte, kendi iradenle gerçekleşiyorsa, mutlaka çok iyi bir yarıştır. Başka türlü ikincisi olmaz sanıyorum.
Yurttaysa zaten kaç tane yarışımız var! Kime, neden küselim? Ne faydası var?

Doğru ya da yanlış, fikrim budur.

2 Beğeni

@aykutc un güzel bir yazısı vardı.
Yarıştaki gönüllü destek birimleri yarışmacılara doğru bilgi vermeli.
Yani önünüzde zor bir yer varsa “kolay” veya kolay bir yer varsa “zor” dememeli.
Afyon Frig Vadisi ultrada bunu yaşadım. 75k kontrol noktasındaki arkadaşlar “şimdi parkurun en kolay yerine geldiniz” dediler ama 75k-90k arasında bırakın koşmayı yürümenin dahi çok zor olduğu tarla çamuru kaplı yol parkurun en zor kısmıydı.

100k koşusu 09:00 gibi bence çok geç bir saatte başladı. Bu mesafenin 07:00 gibi bir saatte veya daha erken başlamasını tercih ederdim.

Çevre halkına organizasyon doğru-dürüst anlatılmadığı için köylüler hep işaretleri söküyorlardı o yüzden köy geçişlerinde birçok kaybolan oldu.

Kontrol noktalarının en temel maddesi olan “su” dahi çok yetersizdi. Birçok noktada su tükendiği için soda ile kontrol noktalarını geçmek zorunda kalan birçok kişi oldu.

bazı yerleşim birimlerinde işaretleme dahi olmadığı için destek ekipleri arabalar ile koşuculara eskortluk edip yol gösteriyordu. destek ekiplerinin gözünden kaçan koşucular kayboldular. Bitişin olduğu otelin batısından anayola çıkılması gerekirken kaybolup otelin doğusundan anayola çıkan koşucular oldu.

100k bitiş noktasına geldiğimde organizasyondan hiçkimse ama hiçkimse yoktu. Orasının bitiş noktası olduğundan emin olmak için çevremde birilerini araken otelin kapı görevlisi ayağıma galoş takmaya çalışıyordu. Galoş olmadan bitiş alanına giremiyormuşum :smiley: 60k yı bitirip oraya gelen bir arkadaşım bitiş sürelerini kaydedenleri bulup süremi kaydettirmişti. Onun sayesinde bir bardak su bulup oradan ayrılmıştık. Düşünün ki koşu sonrası Bitiş Partisi var deniliyor ama koşanların yarısından fazlası bu partiye yetişemiyor, çünkü 100k startından 12 saat sonra Parti başlıyor. Daha yavaşsanız size parti falan yok. Hatta “Merhaba, burası bitiş noktası, koşuyu bitirdiniz, geçmiş olsun” diyecek birisini dahi bulamassınız.

Bir daha gider miyim?

Evet giderim. Ama bu sefer el GPS cihazımı yanıma alıp, yarışı bir “Tam Kendine Yeterlilik Yarışı” kabul ederek ve yukarıda bahsettiğim şeylerin olacağını bilerek koşarım.

Aslında çok az yükselti değişimi olan ve normal koşullarda çok kolay olması gereken bir yarış yukarıda bahsettiğim aksaklıklar ve tüm gün yağan yağmurun birleşimiyle daha zorlayıcı hale gelip olaydan daha çok zevk almamı sağlamıştı :smiley:

1 Beğeni

Değişmeyen olumsuz seyirci kitlesine ve kötü yönetilmesine rağmen hala az sayıdaki yol maratonlarımızdan biri olduğu için katılmayı düşündüğüm Avrasya maratonu var fakat dediğim gibi, fazla alternatifi olmadığı için asla katılmam diyemiyorum, şimdilik.

Tarsus Yarı Maratonu sitesinden yapılan duyuruya göre 2016’da bu koşu düzenlenmeyecekmiş. Sizce neden? 2015 yılındaki olumsuz geri bildirimlerden dolayı mı? Yoksa Mersin Maratonu düzenlenmiş olmasından dolay mı?

Bence Mersin,Tarsus ve Adana’da yılda 3 yarış düzenlenmesi bu bölgede koşan ve uzak illere gitme fırsatı bulamayan koşucular açısından büyük fırsat ve kolaylık olurdu.

http://www.tarsusmaraton.org/h-1-62-2016-yilinda-tarsus-yari-maratonu-organizasyonu-yapilmayacaktir.html

cunda’ya gitmem sanırım. organizasyon oldukça kötüydü.

Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu-Edirne…
Bir daha Edirne’ye bile ayak basmam dedirtecek kadar kötü bir organizasyondu. Haziranın göbeğinde 09:00 başlayacak start sınav falan dalgasından 11:00 alındı, koşuculardan çok ambulanslar çalıştı…Bayılan bayılana…30-35 derecede koştuk, İkramlar berbattı, yoktu… Esmer vatandaşlarımız olmasa kavrulacaktık… Bir de adının dostluk olmasına anlam veremedim, 100mt kadar Yunan sınırına girdik, silahlı asker/polislerin arasından gittiğim gibi geri döndük… Bir daha mı? Tartışmasız HAYIR tabii ki…

1 Beğeni

Hayatımdaki ilk ve tek yarı maratondu Edirne Dostluk Yarı Maratonu. @serdargezgin75 e aynen katılıyorum. Geç başlamaları yüzünden sıcakta piştik. Yarış eziyete dönüştü. İkram olarak zaten sadece su vardı. Yunanistan sınırına 100m girip çıkmak komediydi. Ne kadar dostluk olduğunu görmüş olduk. Ağaçtan topladığı kirazları koşuculara veren küçük kız, roman vatandaşların sıcakkanlılığı ve Edirne’nin güzelliği unutamadıklarım şeyler.

1 Beğeni

Herkese merhaba,

Buraya yazarak yıllar sonra konuyu hortlattım ama :slight_smile:
Asla gitmem demiyorum ancak gitmeden önce iki kere düşüneceğim bir yarış: Edirne Sınırsız Dostluk Yarı Maratonu…
Organizasyon gerçekten vasat. Start saati web sitesinde başka, şehirde duvarlara asılan ilanlarda başka. Web sitesinde 09:00 yazarken, yarış alanında bir anda startın 09:30 olduğu söylendi. Daha sonra afişleri gördüğümüzde 09:30 yazıldığını fark ettik. Bu kadar insan yarışa kaydolmuş, mail adresi ve telefonu var. Saat değişecekse neden haber verilmiyor? Veya web sitesindeki saati düzeltmek zor mu?
Parkurda, özellikle öğlen saati geldikçe insanların arasından koşmaya çalışıyorsun. Tamam tüm caddeyi kapat kimse geçmesin demiyoruz ancak insanları yönlendiren hiç bir görevli yok. Ayrıca parkurdaki insanlar su istasyonlarındaki suları alıp içiyorlar… Bu nedenle dönüşte hiç su kalmamıştı, son 4 km’yi su içemeden tamamladık ki; hava sıcaktı…
Ayrıca su istasyonlarına meyve vb şeyler konabilirdi, neticede koşulan mesafe yarı maraton.
Yunanistan’ın Kastenias kasabasına giremedik, sınırdan döndük. Bu yılki politik ortam nedeniyle böyle bir karar alınmış, saygı duyuyorum ve organizatörlere hak veriyorum. Fakat bu durumda yarışın düzenlenmesinin bir anlamı kalmıyor…
Görüşlerim bu şekilde, umarım ileriki yıllarda bu aksaklıklar düzeltilir.
Teşekkürler

4 Beğeni

Açık ara Mersin maratonu . Su istasyonunda sadece su ve limonata var. Şanslıysanız limon dilimleri. Bütün km bilgilendirme yazıları 15 k için. 42 k için hiç bir bilgilendirme yok. Tüm şehirde tek başınıza koşuyorsunuz sanki, halktan bir iki dışında kimse umursamıyor. Polislere soruyorum kaç km kaldı diye aldığım cevap “daha çok kişi var mı?”

Organizasyon genel olarak başta koşan 3-5 elit atlet içindi sanki. Ne ikramlardan ne koşu sonrası çantadan ne de organizasyondan memnun kalmadım. Duyduğuma göre her sene daha kötüye gidiyormuş

Biraz kendi lafımı yemiş gibi oldum ama Mersin maratonuna 15 k koşmak için katıldım.
Bu yıl geçen yıla göre düzelmeler vardı. Finişte işinde çikolata muz elma ve su olan torba verildi. Bardakta sıcak çorba ikram edildi. 15 k için katılım iyiydi. Maraton için katılımı ve organizasyonu hakkında katılan arkadaşlar Bilgi verirse seviniriz .

2 Beğeni