Az Koş, Çok Kazan: Antrenörün Gücü

Online anrenör desteğiyle 2016 yılı Western States 100 Mil yarışını başından sonuna kadar lider götüren Kaci Lickteig’le yapılan röportajı elimden geldiğince çevirmeye çalıştım. Çeviride hatalar olabilir bu nedenle dileyen orijinal metni şu adresten inceleyebilir.

Kaci Lickteig namı diğer “Pixie Ninja” Western States 100 mil yarışının daha ilk bölümünde kendini lider bulduğunda buna inanamamış.“Bu durum gerçeküstüydü çünkü yarış planımda böyle bir şey yoktu” diyor 30 yaşındaki Nebraskalı fizyoterapist koşucu."Yarışta öngördüğüm bir şey değildi fakat kendime sürekli herşeyin daha iyi olacağını hatırlatıyordum, sadece kendimle yarışıyordum ve böyle devam etmeliydim.

2015 Western States 100 Mil yarışına güçlü bir başlangıç yapıp, yarış içerisindeki performans dalgalanmaları ve yarışın ikinci yarısında geriye düşüp ikinci olan Lickteig için erkenden liderliği almak yeni bir tecrübeydi.Belki o sene yarış birkaç mil daha uzun olsaydı kazanacaktı fakat bu defa öyle olmadı.

Lickteig çok güçlü hissediyordu 100 mili iddialı bir şekilde domine etti.En yakın kadın rakibine neredeyse 1 saat fark atarak WS 100’ü kazandı. Yarış günü Lickteig bu koşuyu rahat bitirmiş olsa da üçüncü defa katıldığı bu yarışta bitirme çizgisini birinci geçen ilk kadın olması, birkaç yıllık bir rüyanın gerçeğe dönmesi, yüzlerce saatlik gayretli, hesaplı ve hedefe odaklı bir çalışmanın sonucuydu.

TAKIM OLMAK VE BİRLİK RUHUNU İNŞA ETMEK

Lickteig tonlarca iş yaptı fakat bunları yaparken yalnız değildi. Antrenörü Jason Koop bu işlerde önemli rol oynadı. Koop, dağ bisikletçisinden yol bisikletçisine, triatletlerden macera yarışcılarına kadar pek çok sporcuyla çalışmış ve Carmichael antrenman sistemleri sitesi ile tanınan bir dayanıklılık sporları antrenörü, fakat asıl uzmanlığı ultra maraton. Lickteig iki yıl önce Koop ile tanıştığında ultralarda yeni sayılırdı. Geniş bir yarış geçmişi olsa da “birisinin rehberliğine fazlaca ihtiyaç duyuyordu”.

Onun iyi bir ultra maratoncu olacağını hemen anlamıştım diyor Koop. Onda tipik dayanıklılık inatçılığı var.
Lickteig kendi kendinin antrenörlüğünü yapmıştı ve plansız,özel bir amaca dayalı olmayan pek çok “hedefsiz kilometre” koşmuştu. İkisi bir araya geldiğinde, Koop onun bütün antrenman programını elden geçirdi. Pek çok şeyi tamamen iptal etti. Her antrenmanın hedefi ve büyük mimari planda özel bir rolü oldu.Geçiş hiç kolay değildi.

Hepsinden fazlası zihinsel mücadeleydi diyor Lickteig. " Kontrolü ona bırakmak ve ona güvenmek gerçeği ile karşılaşmak zorundaydım. Kendime onun benim için en iyisi olduğunu hatırlattım sürekli olarak". İşler zamanla kolaylaşmaya başladı ve Koop onun beklediğinden daha iyi bir sporcu olduğunu anladı. Bugün Lickteig onun tutarlı ve uzun dönemli bir antrenör olmasından dolayı minnet duyuyor. Koop onun kim olduğunu ve ne tür bir koşucu olduğunu biliyor, artık ikisi de kitabın aynı sayfasındalar. Koop, Lickteig’in antrenmanlarını bir hedefe odaklamakla kalmadı aynı zamanda vücudunu dinlemesini ve dinlenme günlerini benimsemesini de sağladı. " A tipi bir kişiliğim var ve aceleci bir yapıdayım" diyor Lickteig. “Her zaman bana söylendiği şekilde en üste çıkmaya çalışırdım o ise bana kesin olarak daha az koşarak daha fazlasını elde edebileceğimi söylüyordu”.

https://www.strava.com/activities/622072246

UZAK FAKAT BAĞLI
Koop’un, Colorado Springs’deki ofisinden Lickteig’in sanal koçluğunu yapmaya başlamasından bu yana güvenilir planlama,izleme ve antrenman yönetimi,bilgilerin analizi ve geri beslemede en önemli anahtar nokta tutarlı iletişimdi. Koop’un yeni bir sporcuyla çalışırken yaptığı ilk şey o sporcunun önceki antrenman kayıtlarını incelemektir. “Genelde bu bilgilere elektronik tablolardan, takvimlerden veya peçetelerin arkalarına yazılan karalamalardan ulaşıyorum” diyor Koop. “Rakamların, trendlerin, kilometre istatistiklerinin,yükseklik kazanımı ve antrenman yoğunluğu gibi bilgilerin ve gelişme eğrilerinin ( GAP ve Strava Segmentleri) incelenmesi kafa yorucu olabiliyor”. (Bu bölüm yoğun Strava reklamı içeriyor)
“Bu bilgileri Lickteig’de bir araya getirmek çok daha kolay oldu çünkü onun antrenmanlarının büyük bölümü Strava’da kayıtlıydı”.

“İncelemelerim sonucunda bulduğum şey tam bir basmakalıp ultramaratoncuydu : Büyük bir hacim,sıfır yoğunluk”. Sporcular kısa mesafelerden ultralara geçiş yaptıkça yoğunluk ve interval antrenmanlarını boşverip, antrenmanlarına sadece daha fazla kilometre eklemeye odaklanırlar. Lickteig için antrenman başlangıç stratejim oldukça basitti : Toplam kilometreyi azalt, sezonun ilk döneminde yüksek yoğunlukta çalış ve daha sonra yarış zamanı yaklaştıkça antrenman kilometresini arttır. Sezonun ilk bölümünde VO2 Max ve laktat sınırı temposunu arttırmaktan ziyade yüksek yoğunluklu interval çalışmasına odaklandım. Bu fizyolojik iyileştirmeler, yarış günü yaklaştıkça artan uzun antrenmanlarda daha hızlı koşabilmek için fiziksel kazanım sağlar".
Sık iletişim kurdular. İnteraktif görüşme, telefon ve kısa mesaj ile bilgi paylaşımında bulundular. Strava eşsiz bir şekilde Lickteig’in yaptığı antrenmanın içyüzünü anlama ve geri bildirim sağladı. (özellikle duygusal seviyede)
" Strava aktivitelerini incelemeyi çok seviyorum çünkü çalışma ile ilgili pek çok renk ve içeriğe ulaşmamı sağlıyor" diyor Koop. " Koşunun nasıl adlandırıldığı gibi basit bilgiler (nasıl hissettikleri,kiminle koştukları) bile bana antrenmanın nasıl gittiğine dair fikirler verir. Bu ilginç çünkü diğer eski antrenman programlarının aksine Strava doğası gereği daha sosyal,bazı sporcular oraya daha fazla yorum ve kişisel geri bildirim yazmaya istek duyuyorlar".
Lickteig için Strava’nın sosyallik özelliği antrenmanlarına neşe katıyor. " Strava arkadaşlarım ve kendim için. Pek çok koşumu birlikte yaptığım bir partnerim var.Birlikte yaptığımız koşuların Strava’ya benim kaydımın hemen yanında yüklenecek olması ve böylece onunla senkornize olup, deneyimlerimizi karşılaştırabilmemiz gerçekten harika" diyor Lickteig.

KİŞİSEL ZAFER

2015 yılı Pixie Ninja için iyi sonuçlar aldığı bir kırılma senesiydi. Silver State 50 mil (https://www.strava.com/activities/305927648)'de ikincilik, Ultra Race Of Champions (UROC) https://www.strava.com/activities/400964628 ve Western States 100 (https://www.strava.com/activities/335190534)'de ikincilik gibi sonuçlar aldı. Ancak 2015 yılı bitmemişken bile büyük düşünüyordu ve 2016 yılına odaklanıyordu. Özellikle de Western States’e!

Western States 100 Lickteig’in en favori yarışı. Rotayı,patikalarını,topluluğu ve tarihini seviyor. Söylediğine göre o yarış hakkında sevmediği tek bir şey bile yokmuş. Onun gözünde bu yarış “her şey”. Yarışa altı ay kala yoğun bir şekilde antrenmanlara başladılar. " Ultra maraton uzun vadeli bir programdır, hiçbir şey bir gecede olmaz" diyor Koop.

Lickteig Ocak ayında aşil tendonundan sakatlandı ve birkaç hafta boyunca çarpraz antrenmanlara öncelik verdi fakat Şubat ayının ortasından itibaren herşey plana göre gitti. Lickteig’in antrenman analizleri onun sürekli olarak net bir ilerleme kaydettiğini, yarışa yaklaştıkça en iyi derecelerini ve antrenmanlarını çıkarttığını ortaya koyuyordu. Büyük güne hazırlanmak ve parkur çeşitliliği sınırlı olan Omaha dışında uzun koşularını yapmak için B sınıfı yarışlardan faydalandı. Lickteig’in yarış dereceleri son derece iyiydi. En iyilerin koştuğu Lake Sonoma 50 Mil (https://www.strava.com/activities/542787792) ve Silver State 50 mil (https://www.strava.com/activities/583610472)'de ikincilik aldı. Artık hazırdı.

HAYALİ GERÇEKLEŞTİRMEK

Yarış tarihi yaklaştıkça Lickteig bu yarışa hazırlanabilmek için elinden ne geliyorsa yaptığını bilmenin huzurunu yaşıyordu. İlk defa tüm parçaları bir araya getirdiğini hissediyordu ; “Güven en büyük anahtardır,ihtiyacımız olan her şeyi yaptığımı biliyorduk ve artık gidip planımızı gerçeğe dönüştürmeliydim” diyor Lickteig.

Stratejisi hazırdı, yapacağı tempoyu biliyordu ve beslenme planı belliydi. Yarış sabahı gelip çattığında Lickteig kazanmak hakkında düşünmüyordu. Bunun yerine yarışta kendisinin kontrol edebildiği herşeye yani mümkün olan en iyi gününü gerçekleştirebilmek için yapması gereken tüm küçük şeylere odaklanmıştı (artık ne demekse?) ama 25 Haziranda bu küçük şeyler onu birincilik kürsüsüne taşıdı.
Koop’a “yarışın ilk bölümünde beni önde beklemeyi bekleme, 7. veya 8.sırada olabilirim” demişti. Yarış başlar başlamaz kendini lider grubun önünde buldu ve başka hiçbir kadının karşı koyamayacağı bir tempoda ilerledi. Böyle devam etti, Koop’un öğretileri ve geride bıraktığı antrenmanların desteğiyle kendi yarışını koştu. Onun günüydü ve durdurulamadı. Hiç kimse yaklaşamadı. Bitişe 3.5 mil kala No Hands Bridge’de yarışı lider götürmenin stresinden kurtuldu ve nihayetinde rüyasını gerçekleştirdiğinin farkına vardı. " Köprüye geldiğimde Koop oradaydı ve tüm duygularım gözyaşı oldu aktı. Rüya gibi bir gündü"

16 Beğeni

Benim gibi lisan fakiri insanlar için bu çeviriler çok faydalı.Teşekkürler

1 Beğeni

keysi hanımın az koştuğunu düşünmeyin, toplamda 30k koşusu var.