An Hour of Running May Add 7 Hours to Your Life

New York Times 12 Nisan 2017 yayımlanan ve Gretchen Reynolds tarafından en son araştırmalara dayandırılan “An Hour of Running May Add 7 Hours to Your Life” başlıklı yazıda koşmanın, hatta uzun uzun koşmanın çok faydalı olduğunu belirtmekte. “Yeni araştırmada elde edilen sonuca göre” diyor yazar ve ekliyor “Running may be the single most effective exercise to increase life expectancy, according to a new review and analysis of past research about exercise and premature death. The new study found that, compared to nonrunners, runners tended to live about three additional years, even if they run slowly or sporadically and smoke, drink or are overweight. No other form of exercise that researchers looked at showed comparable impacts on life span.” Yani koşmanın yaşam beklentisini artıran en etkin bir egzersiz olduğunu, koşucuların ya da koşanların, yavaş ve düzensiz bir şekilde koşsalar, sigara, içki alışkanlıkları ve aşırı kilolu olsalar bile, hiç koşmayanlara göre üç yıl daha uzun yaşayabileceklerinin (kırk yıllık bir maratonda) bu analiz sonucunda bulunduğunu belirtiyor. Son satırda ise yaşam sürecine koşmadan başka hiç bir egzersizin bu kadar etkisinin olmadığını ekliyor. Sadece yazının başlığından bile normal süreli bir koşunun bile yaşam haftasını yediden sekiz güne çıkarttığını öğreniyoruz.

Diğer bir tartışma konusu da: Tamam koşalım, ancak haftada iki saat-dört saat, fazlası zarar muhabbeti. Bu da yine bizim çok bilmiş fakat koşmayan otoritelerin küflenmiş ve eksik araştırmalara dayandırdıkları iddialar. Beyefendi koşmamak için bahane uyduracak ya, nerede işine gelen eski yazı var ortaya koyuyor. Koyuyor da yazıları bir çok yeni başlayanları ya da hali hazırda koşanları olumsuz yönde etkiliyor. Bu kişilerle tartışma ortamına girmek istemiyorum. Çünkü hemen sen doktor musun muhabbeti ve polemik başlıyor. Yazıda bununla ilgili paragraf ise “The good news is that prolonged running does not seem to become counterproductive for longevity, he continues, according to the data he and his colleagues reviewed. Improvements in life expectancy generally plateaued at about four hours of running per week, Dr. Lee says. But they did not decline”. Yani diyor ki: uzun mesafe ve süre koşmanın yaşam üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığını fakat haftada dört saatin üzerine çıkan kısmında yazı başlığında belirtilen bir saate-yedi saat verimimin düzleştiğini fakat asla aşağı yönde olmadığını belirtiyor. Yani fazla koşarsan zarar olacak diye bir şey yok, fazladan vakit harcamış oluyorsun bir iddian yoksa. Ancak uzun koşular maraton, ultra koşanların egzersiz programında yer alması gereken egzersizlerden. Bu açıdan bu en son araştırma sonuçları uzun mesafe koşucuların hoşuna gidecek.

Çoğunun pek haberi olmasa da “Human Longevity – Yaşamı Uzatma” gelişmiş ülke zenginleri ve hastalık hastalarının son günlerdeki en gözde konusu. İnsan Genom projesinin meşhur bilim adamı Craig Venter (wikipedia hala kapalı olduğundan Craig Venter oradaki adresini yazmadım) tarafından kurulan HLI (Human Longevity Inc) bu konuda en meşhur ve ileri olanı. Biz henüz bu seviyelere erişemediğimizden ve de pek yakınlarda erişme olanağımız olmadığından benim ve etrafımdakilerin daha uzun, daha da uzun koşması yaşamı uzatmak değil, her seferinde hayretle ve ibretle faydadan çok zarar gördüğüm hastanelere ve yakınlarımıza muhtaç olmadan yaşam sürecimizi tamamlamak, yaşamdan zevk almak, koşu arkadaşları bulmak, yarışmalara katılmak açısından bu yazılarla ilgileniyorum.

Kısaca koş koşabildiğin kadar; koştuğun her kilometre yaşam yolunu yüz metre daha uzatmakta

12 Beğeni

Yaşam kalitesinden insanlarımızın çoğu pahalı bir arabaya binmeyi ve pahalı bir sitede oturmayı anlıyor. Oysa çok kritik olan bir nokta hep ıskalanıyor. Bunlara sahip olmak için gençliğimizi heba ediyoruz ve tam rahata kavuştuk derken acı gerçekle yüzleşiyoruz. Orta yaş ve sonrasında kaliteli yaşlanabiliyor muyuz? Kalp- damar rahatsızlıkları, iskelet ve kas sisteminden kaynaklı bir dünya problem, mide ve sindirim problemleri, fazla kiloya bağlı problemler v.b. ile boğuşmaya başlıyoruz.Elli yaşından sonra enkaza dönen vücudu toparlamak için bu sefer fizik tedavileri, kaplıca tedavileri, masaj terapileri, mide küçültme ameliyatları, personal trainer ile forma girme çabaları alıp başını gidiyor. E tabi enkaza dönen vücut çoğu zaman toparlanamıyor ve periyodik hastane ziyaretleri ve kısıtlanan bir yaşantıya mahkum hale geliyoruz.
Son paragrafta vurguladığınız bilinç seviyesine gelmemiz için daha çok zaman geçmesi gerekecek gibi gözüküyor maalesef. Zira bu konuda öncü olması gereken tıp uzmanları spordan ve atletizmden o kadar uzak ki. Çoğu açıklamaları ve yönlendirmeleri üzülerek söylüyorum ki ciddi hatalar ve yanlışlıklar barındırıyor.

8 Beğeni

Önce para kazanmak için sağlığımızı harcıyoruz. Sonra sağlığımızı geri kazanmak için para harcıyoruz… :weary:

3 Beğeni

Tam isabet.Doktorlarımızın bir çoğu spora sanki karşılar…Etrafımızda bu konular konuşulduğunda çevremizdeki dostlarımızın spora bakışı ve doktor tavsiyelerinde belli kalıplar içinde olmayı mutlak görüyorlar.Örnek: Koşma ,yürü,sabah erken saat kalp krizi,ortopedik sorunlar ve daha çoğaltabileğimiz pek çok örnek…Gazetelerin yüzeysel araştırmalarla oluşturdukları haberler…Tıbbı red eden bir anlayışı asla savunmuyorum…Sadece bu konunun yeterince araştırılmadığını düşünüyorum…Aslın da sağlık sistemimiz ,en çok sağlık maliyeti oluşturan yaşlar için harcadığı paranın ,o yaşlarda sağlık maliyeti oluşturmayan insanlara ,teşvik edici olarak belli miktar da prim verse ,hem spora hizmet edebilir ,hem sağlıklı bir toplum yapısına gidebiliriz…Aslın da fikri bile hoş geliyor kulağa değil mi:)

2 Beğeni

Doktoraların genelde ortalama bir insana konuştukları göz önüne alındığında, onları fazla suçlamamak gerekir diye düşünüyorum. Bu ortalama kitlenin genelde form düzeyi düşük, spora karşı pek ilgileri yok. Bu nedenle gidip koşu yapın deme riskini alamıyorlar bence. Aslında doğru olanı da yapıyorlar bir bakıma. Zaten belirli bir form düzeyine sahip spor yapan insanların, spor hekiminin görüşlerini alması daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.

2 Beğeni