Alex Hutchinson Yazıları - Antrenman Bilimi

Abinin sayfası şurada:

Koşuya dair konular var.Ne diyor bu arkadaş, anlamadım.
ChatGPT özetledi, ne kadar doğru bilmem.

Başlığın açılma amacı:Ortaya buradan bir konu konur.Özet olursa güzel olur.Dileyen bu konuda görüşlerini yazar, dileyen yukarıdan başka konuyu bu başlıkta ele alır.

ChatGbt özeti:
Makale, dayanıklılık sporcularının performansını ölçmek için yorgunluk direncinin (fatigue resistance) önemini anlatıyor. Geleneksel antrenmanlar genellikle kısa, yoğun aralıklara odaklanır ve dinlenmiş halde yapılan testlerle performans ölçülür. Ancak bu yöntemler, uzun mesafe yarışlarında yetersiz kalabilir. Yorgunluk direnci, bir sporcunun yorgunluk altında performansını sürdürme yeteneğini ölçer ve uzun yarışlarda daha güvenilir sonuçlar verir. Bu nedenle, antrenman programlarının uzun süreli ve düşük yoğunluklu egzersizleri de içermesi gerektiği vurgulanır.

Makale, “FTP” (Functional Threshold Power) gibi ölçümlerin uzun mesafelerde ne kadar yanıltıcı olabileceğini örneklerle açıklıyor. Örneğin, dinlenmiş halde yapılan kısa testlerde yüksek sonuçlar elde edilebilir, ancak gerçek yarış koşullarında, özellikle yorgunluk arttıkça bu değerler önemli ölçüde düşebilir. Bu nedenle, dayanıklılık sporcularının antrenman programları sadece kısa ve yoğun antrenmanlar değil, aynı zamanda uzun süreli ve daha düşük yoğunluklu egzersizleri de içermelidir.

Özetle, makale, dayanıklılık sporcularının performansını değerlendirirken yorgunluk direncinin göz ardı edilmemesi gerektiğini, çünkü bu direncin özellikle uzun mesafe yarışlarında belirleyici olduğunu vurguluyor. Antrenman programlarının, dayanıklılığı artırmak için hem kısa ve yoğun hem de uzun süreli ve düşük yoğunluklu egzersizleri içermesi gerektiğini savunuyor.

Kaynak:

6 Beğeni

Biz bunu zaten bilmiyor muyduk :person_shrugging::grin:Özette bir bit yeniği var kuşkusu uyandı.

1 Beğeni

Ben cok atifta bulunuyorum bu yazara. Hem tweetlerimde hem yazilarimda. Hatta kendisinden izin alarak bir yazisinin cevirisini RitimBlog’da yayinlamistim. Endurance baslikli kitabini da oneririm. Olaylara bakisini, yaklasimini begeniyorum.

3 Beğeni

yok bu olay biraz farklı.
Mesela klasik ekolde maraton eğitim programlarında en uzun antrenman 20 mil koşulur.
Maraton kendisi 26.1 mil.
Bu ekole göre maratona hazırlananlar 30 mil gibi mesafeleri programlarına alıyorlar.

100 mil yarışına hazırlananlar haftada çift uzun yapıyorlar. Klasik yaklaşımda hep tek uzun veya uzunu ikiye bölüp back-to-back antrenman var. Ama mesela bu yaklaşımda hem perşembe hem pazar uzun yapıyorlar.

Yani interval, tempo falan çok kafa yormayın, tüm gücünüzle mesafeye ve dayanıklılığa yüklenin demeye getiriyorlar.
Veya ben öyle anladım.

3 Beğeni

10 yıldır son paragraf gibi yaşıyorum. Hiçbir antrenman programına uymadım, uymayacağım da. :smiley: Antrenmanlarımı ya kayalıkla ya da dağlarla şekillendiriyorum. Gelecek hafta, Uludağa çıkabildiğim kadar çıkıp zirveye doğru; dağ ile başbaşa verip hayatın anlam ve önemi hakkında görüş alışverişinde bulunacağım. Ben keyfime bakarken kolumdaki saat performans filan şeylerle ilgilensin işte :stuck_out_tongue:

4 Beğeni

Chatgbt özeti:
Makaleye göre, koşmak yaşam süresini uzatmak için etkili bir egzersizdir. Haftada herhangi bir mesafede koşmak sağlığa faydalıdır, ancak haftada 20 mile kadar koşmak en büyük faydaları sağlar. Bu mesafeden sonra ek faydalar artmaz, fakat koşmaya devam etmek sağlıklıdır ve zarar vermez. Araştırmalar, koşucuların kalp hastalıklarından ölme riskinin %90 daha az olduğunu gösteriyor. Ayrıca, koşmaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir; 70 yaşında bile başlamak sağlık açısından faydalıdır. Hızlı koşmak (örneğin maratonu 4 saatin altında bitirmek) da genel sağlık için olumlu etkiler yapabilir. Yaralanma riskini azaltmak için haftada iki ila üç gün koşmak ve dinlenme günleri eklemek öneriliyor.

Kaynak:

Not1:Sayfa bazen erişimde abonelik olmaması nedeniyle kısıtlıyor, ChatGPT ise mahkemeye gitmemek için gayet yüzeysel özetliyor, uzatmıyor fazla.

Yorumum:Haftada 20 mil kadar koşsam zaten sağlıklı olurum, ayda 20km de hayal bazen.

2 Beğeni

Yine bildiklerimiz, mantıklı temkinli öneriler:
ChatGPT özeti (sayfaya ulaşamadığı dan grnel şeyler yazmış):

Sıcak Havada Koşmak İçin İpuçları

  1. İyi Hidrasyon:

    • Koşudan bir gün önce su içmeye başlayın.
    • Koşu sırasında ve sonrasında düzenli olarak su için.
  2. Pace’inizi Ayarlayın:

    • Yüksek sıcaklıklarda daha yavaş koşmayı bekleyin. Vücudunuzu dinleyin ve aşırı zorlamayın.
  3. Daha Serin Zamanlarda Koşun:

    • Sabah erken veya akşam geç saatler, öğle sıcağından kaçınmak için en iyi zamanlardır.
  4. Uygun Kıyafet Giyin:

    • Açık renkli, bol ve nemi emen kıyafetler giymek sizi serin tutar.
    • Güneşten korunmak için şapka ve güneş gözlüğü kullanın.
  5. Güneş Kremi Kullanın:

    • Cildinizi zararlı UV ışınlarından korumak için güneş kremi sürün.
  6. Yavaş Yavaş Alışın:

    • Vücudunuzun alışması için sıcak havada koşu süresini ve yoğunluğunu kademeli olarak artırın.
  7. Rotanızı Planlayın:

    • Gölgelik yolları seçin ve gerekirse su duraklarını planlayın.
  8. Vücudunuzu Dinleyin:

    • Baş dönmesi, aşırı terleme ve mide bulantısı gibi ısı tükenmesi veya sıcak çarpması belirtilerine dikkat edin. Gerekirse durun ve gölge veya klima bulunan bir yere geçin.

Bu ipuçları, sıcak havada koşarken güvende kalmanıza ve daha iyi performans göstermenize yardımcı olacaktır. Spesifik bilgiler ve ayrıntılı tavsiyeler için orijinal makaleye bakmak en iyisi olacaktır.

Kaynak : https://www.outsideonline.com/health/training-performance/running-in-the-heat/

Makale özeti:
Alex Hutchinson, Oregon Üniversitesi’nde insan fizyolojisi profesörü Chris Minson’un geliştirdiği sıcak hava uyum protokolünü denedi. Bu protokol, sporcuların sıcak koşullara uyum sağlaması için günlük bir saatlik egzersiz yapmalarını içeriyor. On gün boyunca süren bu süreç, vücut sıcaklığını düşürür, kan hacmini artırır ve terleme mekanizmalarını iyileştirir. Minson’un laboratuvarında, koşucular sıcaklık ve nem kontrolü altında egzersiz yapıyor, ardından sıcak su banyosuna giriyorlar. Bu yöntem, antrenman performansını bozmadan sıcaklığa uyumu sağlıyor. Hutchinson, bu protokolü deneyimleyerek vücudun sıcaklık algısını anlamanın önemini vurguluyor.

3 Beğeni

4 ve 5 numaralı maddeler başta olmak üzere (koşmuyor,yürürken) eksiklikti.
Siyah t-shirt, siyah ayakkabı, yanan ense, güneş kremi kullanmama vs.
Ne kadar mantıklı öneriler olsa da atlıyor insan.

2 Beğeni

Yapay zeka antrenman programları ve hrv konusu vardı forumda.

Şu makale kabaca özeti:

Makalede, makine öğreniminin sporcuların antrenman ve toparlanma süreçlerini nasıl tahmin edebileceği anlatılıyor. Günümüzde, sporcuların performanslarını ve sağlık durumlarını izlemek için kullanılan cihazlar ve uygulamalar, büyük miktarda veri topluyor. Bu veriler, kalp atış hızı, uyku düzeni, antrenman yoğunluğu gibi bilgileri içeriyor. Makine öğrenimi algoritmaları, bu verileri analiz ederek bir sporcunun ne zaman dinlenmeye ihtiyaç duyacağını veya ne zaman daha yoğun antrenman yapabileceğini tahmin edebiliyor.

Makale, bu teknolojinin nasıl çalıştığını ve sporculara nasıl fayda sağlayabileceğini açıklıyor. Özellikle, bu tür sistemlerin sporcuların aşırı antrenmandan kaçınmalarına, sakatlık riskini azaltmalarına ve performanslarını optimize etmelerine yardımcı olabileceği vurgulanıyor. Ayrıca, bu teknolojinin kişiye özel antrenman programları geliştirmek için de kullanılabileceği belirtiliyor.

Ancak, makalede bu tür teknolojilerin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkabilecek potansiyel sorunlar da ele alınıyor. Özellikle, mahremiyetle ilgili endişeler, verilerin doğru şekilde kullanılması ve bu tür teknolojilere aşırı güvenmenin riskleri üzerinde duruluyor. Makale, makine öğreniminin spor dünyasında büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ancak bu teknolojinin dikkatli ve etik bir şekilde uygulanması gerektiğini savunuyor.

2 Beğeni

Belki başlığı “koşuya dair dergi yazıları” gibi yapmakta fayda var.

Otomatik çeviri şu:

Özet

Christian Jegou/Science Photo Library

Antik insan akrabaları, modern insanlar gibi iki ayak üzerinde yürüdü, ancak bundan üç milyon yıl önce yaşamış olan Australopithecus afarensis adlı küçük homininin çok daha yavaş koştuğu öne sürülüyor. Analiz, homininin koşma hızına ve modern insanlara uzun mesafeleri koşma yeteneği kazandıran kas adaptasyonlarına dair detaylı bir görünüm sunuyor, diyor Kuzey Carolina, Duke Üniversitesi’nden evrimsel antropolog Herman Pontzer. “Bu çok kapsamlı bir yaklaşımdı,” diyor. Bulgular bu hafta Current Biology’de yayınlandı.

A. afarensis, iki bacak üzerinde yürüyordu, bu da fosillerini insan soyunun nasıl evrimleştiğini anlamaya çalışan araştırmacılar için favori bir hale getiriyor. Ancak, bu türün koşma yeteneği çok az çalışılmış çünkü fosil ayak izleri ve kemiklerini incelemekten daha fazlasını gerektiriyor, diyor araştırma ortaklarından Karl Bates, İngiltere’nin Liverpool Üniversitesi’nden evrimsel biyomekanik uzmanı.

Yavaş bir şempanze
Bates ve ekibi, 3D dijital bir model oluşturdular ‘Lucy’ iskeleti – Etiyopya’da yarım yüzyıl önce bulunan neredeyse tam kemiklere sahip A. afarensis örneği. Lucy’nin kas yapısını modern şempanzelerin kas yapılarıyla ve kemiklerinin yüzey alanını kullanarak tahmin ettiler. Araştırmacılar daha sonra, Lucy modelini ‘koşturmak’ için bir simülatör kullandılar ve bu modelin performansını modern insanın dijital modeli ile karşılaştırdılar.

Simülasyonlar, Lucy’nin iki ayak üzerinde koşabildiğini gösterdi, ancak uzunlaşmış Achilles tendonundan ve kısa kas liflerinden yoksun olması, modern insanların dayanıklılıkla koşmasına fayda sağlayan adaptasyonlara sahip olmadığını düşündürüyor. Ancak hız, Lucy’nin güçlü yanı değildi: araştırmacılar, onun remodelini modern insan kaslarıyla bile maksimumda sadece saatte beş metreye kadar koşabileceğini gördüler. Buna karşın, modern insan modeli saatte yaklaşık sekiz metre koştu. Araştırmacılar vücut boyutunu modellemelerinden çıkardıklarında bile, Lucy’nin koşusu hala modern insanlara kıyasla geri kalıyordu, bu da fiziksel oranlarının ana sorumlu olduğunu gösteriyor. “Tüm kasları artırırsanız bile hâlâ daha yavaştı,” diyor Bates.

Son olarak, araştırmacılar belirli kasların koşu sırasında enerji harcamasında rolü olup olmadığını değerlendirdiler. Lucy modeline insan tarzı ayak kasları eklediklerinde enerji maliyeti, benzer büyüklükteki diğer hayvanlar ile benzerdi. Ancak, araştırmacılar Lucy’ye şempanze tarzı ayak kaslarını eklediklerinde koşu daha zor hale geldi. Bu, Achilles tendonunda ve etrafındaki kaslarda evrimsel adaptasyonların, modern insanların uzun süreli koşu yapabilmesini sağladığını öne sürüyor.

Bates ve ekibi şimdi Lucy’nin koşusunu etkileyen yorgunluk ve kemik zedelenmeleri olup olmadığını araştırmayı planlıyor…

Kaynak:Humans evolved for distance running – but ancestor ‘Lucy’ didn’t go far or fast

100 yıl, 1000 yıl, 10bin…200bin…800bin…1 milyon…(3 milyonun ne kadar zaman aldığını aklım almıyor)…3 milyon yıl önce şimdiye göre daha yavaşmışız.

Lucy’i merak edenler:
https://www.nature.com/scitable/knowledge/library/lucy-a-marvelous-specimen-135716086/

1 Beğeni
3 Beğeni

Şu haber/araştırma diyor ki:

Maraton koşusu sonrasında beyin miyelin içeriğinde geri dönüşümlü azalma olmakta. Enerji için bunu da kullanıyormuş.2 ay içinde normale dönüyormuş.Çeviri ve yapay zeka ile anlamadığım kısım, atletler iyi beslendiğinde bu miyelin azalması ne durumda olur.Mantıken enerji geldikçe maraton veya zorlayıcı uzun koşuda miyelinin azalmaması yada daha az azalması gerekir.

Haber şekliyle:

Araştırmanın kendisi:
https://www.nature.com/articles/s42255-025-01244-7

2 Beğeni

Kıtlığa yada aşırı efora girince vücut kendi kaynaklarını kullanıyor

1 Beğeni