Koşu, tek bir alan değildir. Sprint mesafe koşusu ile 100mil dayanıklılık koşuları birbirinden çok farklı dallardir. Gerektirdiği vücut yapısı, oksijen kullanımı, antrenmanları, aktivitenin vücutta yarattığı etkiler vs vs.
100 metre koşucusundan, 100 mil koşucusuna doğru bir yelpazede, vücut tipleri, yaptıkları antrenmanlar, oksijenin kullanımı gibi konularda kesintisiz bir şekilde inceledigimizde küçük küçük değişimlerle çok farklı noktalara ulaşıyoruz. Biri siyah ise diğeri beyaz. Siyahtan beyaza geçiş, arada bir mesafede bir anda gerçekleşmiyor. Grinin tonları şeklinde kesintisiz ve küçük düzenli bir değişimle oluyor. 800mt ile 5km arası her iki ucun gerektirdiği özellikleri daha fazla barındırıyor. Belki de bu yüzden koşuyu hep tek bir dalmis gibi düşünüyoruz.
2 ayak ve 4 ayak durumunu bunu dikkate alarak ele almalıyız. 4 ayaklı olmak, hem pratikte şahit olduğumuz şekilde hem de 4 ayak mekanizmanin sağladı hareket ‘sprint mesafe’ icin tartışılmaz üstünlük sağlıyor. Videodaki Gallup/RUN modu oksijen kullanımı ve oluşan ısı açısından sürdürülebilir bir stil değil. Bizde de 100mt stili sürdürülebilir bir stil değil.
2 ayaklı olmak uzun mesafelere doğru avantaj saglamaya başlıyor. 2 ayak adım uzunluğunu desteklerken, 4 ayak kadansi destekliyor. 2 ayak hem pratikte şahit olduğumuz şekilde hem de sağladığı avantajlarla uzun mesafe için üstünlük sağlıyor.
4 ayakla yere temas etmek, denge konusunda avantaj sağlarken, enerji tüketimi konusunda, daha fazla kas kullanıldığı için, sanılanın aksine, dayanıklılık koşularında dezavantaj sağlar.
Ayak sayısı yönünden, Canlılar arasındaki kiyaslamayi, pratikte yaparsak yanilabiliriz. Çünkü ayak sayısı sadece bir parametre, bundan daha önemli olan bir de oluşan ısıyı dengeleme sorunu var.
Bu konuda 2 ayakliların en önemli temsilcisi olan biz insanlar, daha yüksek bir bilinçle koşu stilimizi tercih yoluyla seçebiliyoruz. Merak ediyorum. Bir çita TROT modda insan ile 100mil yarışsa sonuç ne olurdu? Gallup veya Canter modda 100 milde insanla yarışamaz, ölür. Ama TROT modda yarisabilirdi belki. Koşuya çıktığımda bazen köpeğim de eşlik ediyor. Kangal kırması bir çoban köpeği. Gezdirilen köpeklere göre daha özgür ruhlu. Yani benimle beraber koşarken hemen yanımdan koşmuyor. Ama totalde aynı rotayı koşuyoruz. Ben hedefim belirli olduğu için gerekli ayarlamalarla koşuyorum. O hedefi bilmediği için videodaki tüm hareket stillerini sergiliyor. 3 veya 4. stillerde koşarken kendisi de nefesi de yüzlerce km kosabilecek kadar rahat görünüyor. Ama vücut ısısı ne durumda bilemiyorum.
Not: bizler burada çoğumuz akademisyen/bilim insanı değiliz. Buna rağmen bir konuyu konuşurken, hepimiz iddialarimizi desteklemek için kanıtlar arıyoruz. Osman Müftüoğlu gibiler de keşke böyle davranabilse. Belki söylediklerinde gerçeklik payı vardır belki yoktur. Bir tane Kortizole tutunup, istatistiki çalışma yapmadan, zararlı diye bahsettiği maddenin, uzun koşuya adapte olmuş bir bünyeye etkilerini bilmeden konuşmasının bir değeri yoktur. Tekrar ediyorum, Tıp camiasının yaptığı temek hata şudur: ortaya çıkan bir durumun, halihazırdaki bünyeye yapacağı etkiler üzerine durum değerlendirmesi yapıp sonuca ulaşılıyorlar. Canlı organizmanın adaotasyon yeteneğini göz ardı ediyorlar. Oysa ‘aşı’ bu konuya en güzel örnek. İyi ki hepsi bu zihniyette değiller.