Spor sonrası ve öncesi neler kullanıyorsunuz? Kullandıklarınız vücudunuzda nasıl etkiler yaratıyor? Kullandığınız takviyelerin amaçları nedir bunları merak ediyorum. Kendi kullandıklarım ile karşılaştırma maksatlı paylaşım yapıyorum.
Kendim spor öncesi “Olimp Beta Alanine Carno Rush” ve spor sonrası “Olimp Vita-Mineral Multiple Sport” kullanıyorum ve etkilerini ciddi anlamda fark ediyorum. Yoksa hepsi bir Plasebo’dan mı ibaret ?
Zaman, kilometre, deneyimler başımızdan ayağımıza geçtikçe, kendimizi daha yakından en zorlu şartlarda tanırken, ultra günü olsun antrenman olsun, aynı ayakkabı, kıyafet, ekipman gibi kullandığımız her şeyin iyi kötü, fayda zararlarını fark ettiğimiz gibi, yediklerimiz ve kullandığımız genel veya özel takviyeleri de bizde neler neler yapmakta olduklarını hissederek öğreniyoruz bence. 
Mesela ben enerji jelinin yerine çam balı ile hazırladığım karışımımı kullanıyorum ama yinede jelde var çanta da. Kışın antrenmanda çanta ağırlığım 4-5 kg dı yaklaşık. Dropbag çantam da sırtımdaydı mecburen, yedek temiz ayakkabı dahil Su torbasını 2,5 lt full dolduruyordum ağırlık olsun diye 
Geçen sene Uludağ Ultra için Seratonin bile almıştım. Zorlu bir aksiyona ilk defa gidecektim beynimin nanik yapmaması lazımdı çünkü zihnim onun içindeydi. Kilometreleri uzunladikca desteklerimi de artiriyorum, baska türlü Ultra Rüyalarımı göremem. Glikozamin olmadan dizlerim dayanmaz 100 km de mesela bunu da iyi biliyorum. Demir takviyesinin zamanını, dozunu filan ayarlamayı öğrendim. Vitaminleri de aynı şekilde. Hepsi de gerçek. Ama plasebo yu da ihmal etmemek gerek. Geyik modu ile arazideyim ben ve plasebonun da dibini yaşıyorum doya doya Geçen sene dişi bir Geyikle kafa kafaya geldim Belgrad Ormanında Neşet Suyu parkurunun kuzeyinde, düşünün artık ne plasebo yapmışım. Ultra Rüyalarla uyuyup uyanan bir hayat nizamını çok seviyorum ben gerçekten. Geçen haftasonu kısa bir Bursa ziyaretim oldu. Uludağ’a baktıkça yutkundum. Bu sene ultra filan yapmayacaklar herhalde, pek bir ses çıkmıyor. En azından geçen sene geçtiğimiz 66 K rotasını kullanarak bir aksiyon yapmak için taktik çalışıyorum. İzmir deki gibi iş başa düşeceğe benziyor, Uludağ beni çağırıyor valla billa durmam ben gider yaparım ultramı tek başına
Uzun ultralarda matarama kola su karışımını alırım genelde içindeki kafein ve şeker çok yüksek enerji veriyor, Birkaç kez jel deneyimledim, mide bulantısı ile yarış bıraktığım oldu,Drop bag çantama tereyağlı ekmek kefir domates gibi doğal yiyecekler koyarım. Ultralarda bazıları hariç beslenme istasyonları genelde yetersiz oluyor aç bilaç yüzlerce km koştuğum çok olmuştur. Toplarsak doğal yiyecekler dışında takviye olayı bana yaramıyor.
Henüz çok fazla tecrübem yok jelleri deniyorum tek tek. Multipower, gu ve sis denedim. sanırım en etkilisi sis. Bunun yanı sıra salon antrenmanlarından alışkanlığım bcaa çok işe yarıyor. ilk yarışımdan önce içmiştim şimdilerde her seferinde olmasa da yanıma alıyorum. Hurma ve migroslardan aldığım kurme barları seviyorum. Bazen kendimi pikniğe çıkmış gibi hissettiğim de oluyor. 
Bir gün Bursa’ya tekrar gelirseniz beraber jog atalım 
Pratiklik açısından bunlar daha iyi oluyor. Ben o kadar uğraşamam, üşengecim ben 
Sis enerji jellerini bende kullanıyorum. Yarışlarda bir kafein jeli ve izotonik jel olmak üzere 2 enerji alıyorum. Antrenman sonralarında ise vazgeçilmezim Sis Hydro tabletleri. Gerçekten işe yarıyor
Uludağ için gelicem kısmet olursa daha tam zamanı belirlemedim. Hem kondisyon zayıf zaten hem de yasakların ne olacağı belli değil malum olduğu üzere. Bayram haftasından sonrasına hesap yapıyorum. Amacım geçen seneki Uludağ Ultra 66 K rotasını veya Alaçamdan zirveye giden 100 K rotasını kullanarak 15-20 saatlik 50-60 km mesafeli Ultra Gezisi yapmak tek başıma 
Allah yardımcın olsun
Teşekkür ederim, Allah razı olsun
Selamlar, glikozamin nasıl etki ediyor? Ne sıklıkla kullanıyorsunuz? Benimde dizlerimde kireçlenme belirtileri var,merdiven çıkarken sesler geliyor. Sizde bener durumdan dolayımı glikozamin kullanıyorsunuz?
Selâm, yaklaşık 4 yıl önce koşu ekibimizin hocasının tavsiyesiyle kullanmaya başladım. Deli manyak gibi maraton antrenmanları yapınca bilmeden, dizlerimde ağrı olmaya başladı. Salonda güç antrenmanları, glikozamin desteği ve özel birkaç taktikle bacak kaslarımı öyle bir güçlendirdim ki 100 km ultralara hazirlanmaya başladım. İlk zamandaki ağrılı sıkıntıyı yaşayıp şifayı bulduğumdan, dozumu artık yıl içerisinde uzun mesalere göre kullanıyorum. Kışın, ramazan ayında az km yapınca, bazende kısa aralıklarla ara veriyorum kullanmaya. 3 ay evde kalip Haziran’da 170 km antrenman yapınca dediğiniz sesler merdiven çıkarken geldi biraz. Bende ona göre taktik yaptım. Zaten kilolarim hâlâ fazla ve hava sıcak. Belgrad Ormanında yaptığım 30-40 antrenmanlari postacı yürüyüşüne bağladım. Acelem zaten yok hiçbir zaman. Dün mesela; 8 saat, 40 km, 1850 metre yükseklik, 3000 kalori yakımlı antrenman yaptım ve çok rahatım her açıdan. Sineklerin soktuğu yerler hariç 
Günde iki veya 3 tablet kullanımlı var satılan glikozaminler bende bu kurala uyuyorum. Hedef bir ay sonra Uludağ’ı fethetmek. Bu yüzden devamlı kullanimdayim. Bacaklar 65 kg legcurl seviyesinde. Sahildeki kayalıklarda haftada bir iki kez 2 km mesafeli koşu yapıyorum. En sevdiğim ve en tehlikeli antrenman ile bacaklarımın performansını algılayabiliyorum.