Gece yarısı eve dönüp sabah 6 da kalkıp mesaiye geldiğimden uzun uzun koşu raporu yazamayacağım. O nu sonraya bırakıyorum. Ben “NEDEN SENEYE ADANAYA KOŞUYA GİTMEMENİZ GEREKTİĞİNİ” yazacağım
Bu kadar anlamlı bir günde koşulan böyle bir Maratonun organizasyonunun bu kadar kötü olması ancak sabotaj ile açıklanabilir herhalde! Detaya girmeden kısaca 1-2 madde söyleyeyim gerisini siz tahmin edin. Kitleri alabilmek yaklaşık 2 saat sürdü! Türkiye’deki hemen her organizasyon online kayıt ücreti aldığı halde her nedense Adana Belediyesi bunu beceremediğinden önce bir kuyruğa girip para yatırdık. Sonra oradan devam edip kitleri almak yerine çıkıp başka bir kuyruğa girip oradan kit aldık. Hadi paraları alan 3-4 kişi varken kit dağıtımında TEK BİR kişi olunca , kaç koşucunun olduğunuda düşününce 2 saatte iyi bile kurtulduk diyebiliyorsunuz. Ben yavaş bir koşucuyum. 10k yı 1 saatte koşuyorum yani ilk 10 da ortalamadaydım ama ilk defa 21 denediğim için ondan sonra inanılmaz yavaşladım ve arkalara düştüm. 5k da su vardı ama ondan sonra ne 10, ne 15 ne de finishte su yoktu, bitmişti!!! Bizden önce bitiren arkadaşlara kuru ekmek dağıtmışlar. Oysa biz onuda göremedik!!! Muhtemelen sayın belediye başkanının efradı, protokol falan bedava su ve ekmeği kapmışlardı! Sonra emanet otobüslerini sorduk. Parkın çıkış tarafına değilde tam aksine giriş tarafında 500m öteye gönderildiklerini öğrendik yer olmadığı için. Oysa tüm protokol arabaları finish ve ödül alanında rahat rahat park etmişlerdi! Böylece 21k koşmuş insanları o yağmur altında 1k de kuru eşya almaya gönderdiler. Adana Belediyesini gerçekten tebrik ediyorum, ortasından koskoca bir nehir geçen bir şehirde yollarda küçüklü büyüklü göletler oluşturup su biriktirmek bir başarı ama hadi o belediyeye oy verenleri ilgilendiriyor da, bu organizasyonda yapılabilecek hemen hemen tüm hataları yapıp açık ara ile Türkiyenin en kötü Maratonunu yapmayı başarabilmek kolay değil! Niyetleri varsa 80k ötede Mersin’de daha bir ay önce mükemmel bir organizasyon vardı. Rica etsinler de bir daha ki Adana Maratonunu Mersin Belediyesi organize etsin. Ya da en azından oraya bir iki kişi gönderip eğitim aldırsınlar.
Bir adanalı olarak ne yazık ki katılıyorum bu dediklerinize… Zaten böyle olacağını tahmin ettiğim için kayıt ücreti vermeden koşuya katıldım, çünkü o parayı hak etmeyeceklerini biliyordum.
Umarım seneye ya belediye başkanı (beklentim yüksek) ya da organizatörler değişir.
Mersin maratonu içinse öyle bir şehirde nasıl o kadar kötü bir güzergah çıkarabiliyorlar, o da ayrı bir konu.
Seneye farklı olması dileği ile…
Hocam organizasyonun faciasını Adanalı hemşehrilerinizin insanlığı biraz olsun kapattı. Ben Şehir hastanesine yaklaşırken (herhalde)biten suyu duyduğu için dükkanının önüne çıkarttığı sehpa üzerine koyduğu onlarca pet suyu koşanlara “geçerken alın gardaşım, afiyet olsun” diyen bakkalı asla unutmayacağım. Ben henüz susamamıştım(genelde 10k dan önce zaten su içmem) ama o kadar çok insandan hayır duası aldı ki o esnaf. Bende geçerken onu alkışladım.
3 yıldır Adana’da yaşıyorum ve ne deseniz haklısınız. CP’lerde portakal ümidim vardı ama su zor bulunmuş. Bitişte portakalı sorduğumda bitti dediler… Adana’da… Ekmek konusu tamamen saçmalık, soru soran gözlerle baka kaldım halk ekmek masasına. Finish alanında insanlar gerçekten çaresiz durumdaydı yağmur ve soğuk sebebiyle, emanet otobüslerinin durumunu bilmiyordum gerçekten çok üzüldüm.
Bir arkadaşımızın tabiriyle: Amaç organizasyon değil, şov yapmak. Neticede gazetelerde start fotoğrafı yer alıyor sadece
Geçen sene Mersin’de dilim yanmıştı, sonrasında Adana’da 21 k için yanıma bir şeyler almıştım. Kısa koşularda ve bilmediğimiz organizasyonlarda mutlaka hazırlıklı gitmek şart . Ancak su bitmesi tamamen ayrı bir rezalet ona lafım yok .
Mersin bu sene dört dörtlüktü. Ben en ufak bir sorun, aksaklık vs görmedim. Su boldu, 10k da meyva da vardı. Finish te hem meyva hem sıcak çorba verdler. Organizasyon gayet hatasız ve güzeldi. Adamlar daha 4. defa yapıyorlar. Ben geçen senekine gidememiştim ama duyduğum bir kaç arkadaşımı telefonla arayıp “lütfen hatalarımızı, eksiklerimizi söyleyin” demişler ve sanırım onları düzeltmişler. Ben Mersini şiddetle tavsiye ederim. Benim gibi yaşlı ve bu işin acemisi sayılacak koşucular için tabak gibi dümdüz bir parkur keyifli ama biraz daha challange isteyen iyi koşucular için sanırım fazla kolay ve sıkıcı gelebilir
Bu arada yukarda yazmayı unutmuşum, susuzluktan hastalık-sıkıntı vs yaşamadım zira Allahtan koşu Adanada olduğu için yol kenarı Turunç ağaçlarıyla dol. koşarken 3 tane turunç kopartıp yedim . O ekşi turunç bile o susuzlukta nasıl tatlı gelip enerji veriyor anlatamam
2 yıl arayla bu yarışa katıldım . Bu süre zarfında muazzam derecede katılımcı sayısında artış olduğunu gözlemledim. Bu konuda ki en büyük etken katılanların anlata anlata bitiremedikleri bir yarış olması sanırım.Bunun da sebebinini parkurun güzel,keyifli ve son 5 km’nin yokuş aşağı olması olarak görüyorum. Zira yarı maraton koşanların ezici çoğunluğu bu mesafede henüz yeniler. Hal böyle olunca son 5 km yokuş aşağı ağızlar kulakta finishe ulaşılıyor.Yine son 5-6 km nin manzarası pek unutulacak gibi değil. Yarışın tüm olumsuzlukları unutulunca bu manzara ve elde edilen en iyi süreler akılda kalıyor ve fısıltı gazetesi çalışmaya başlıyor.
Aksi takdirde bu kadar büyük bir park içinde bu kadar rezalet bir finish alanının ,online kayıt olmamasının ,istasyonlarda eksik malzemelerin , facia bir internet sitesinin ve üstüne hemen hiç reklamı yapılmamasina rağmen yarışa katılımın giderek artmasinin pek izahı yok
Yine ilginç olarak şehir yarışı çok kabullenmiş durumda ben koşarken bir tane kornaya asılan araba veya homurdanan insan görmedim. Aksine az da olsa alkışlayan halk vardı .Taksicisinden kebapçısına herkes destekliyor görünüyor
Ancak devlet eliyle(federasyon+belediye) yarış düzenlerse sanırım yukarıda bahsedilen facia durumlar kaçınılmaz oluyor.
Unutmadan yarışın anonsçusundan Adana’li taksicilerine kadar herkesin yaptığı hatayı biz yapmayalım yarış maraton değil yarı maraton .Beraberinde de 10 km halk koşusu düzenlenmekte
